Üniversite ve
Okullar gibi eğitim kurumlarında, kurumun hedefine hizmet edenler ve bu
hizmetten yararlananlar insanlardır. Sağlıklı bir eğitim için etkili bir
iletişim olması gerekir. Doğru bir iletişimle geçen eğitim ve öğretim süreci
topluma psikolojik yönden sağlıklı ve üretken bireyler kazandırır.
Eğitim kurumları
toplumsal açıdan küçük bir örnek olarak kabul edilebilir. Tüm toplumu oluşturan
katmanlardan farklı psikolojilerdeki bireyler bir araya gelerek kurumun
kaliteli insan yetiştirme hedefine hizmet ederler. Pozitif iletişim içindeki
bireyler işlerini kısa sürede uyum içinde bitirebilirler. Nasıl bir fabrikada
çarklar birbirine muhalif olmadan, birbirlerine destekle hareket ederse, temel
yapısı insan olan eğitim kurumları da uyum adına doğru bireylerden oluşması
veya insani problemlerini en aza indirebilen profesyonel iş yapabilen
bireylerden oluşması beklenir.
Okullar yapı
olarak üniversitelerden biraz farklıdır. Üniversite idari kadrosu hem eğitim
kalitesi yönüyle okullardan yüksek, hem de sayı yönüyle çok fazladır. Öğrenci
sayısı 300 civarında olan bir okulda birer adet müdür, müdür yardımcısı, kayıt
görevlisi, alım satım sorumlusu ve koordinatör yeterliyken, yaklaşık 5000
öğrencinin bulunduğu bir üniversitede 200 civarında kişi okullardaki bu 5 kişinin
görevini yerine getirmektedir.
Okullarda müdür
aslında bütün eğitim ve öğretim faaliyetleriyle beraber hem öğretmenlerden hem
de destek veren idari kadronun verimli çalışmasından sorumludur. Yardımcısını,
öğretmenlerini, idarede çalışanlarını, öğrencilerini ve velilerini gözlemlemek,
yanlış giden bir hadisede duruma müdahale etmek zorundadır. Motivasyonunu
kaybeden bir okul müdürü, birçok kişinin işlerini aksatmasına ve
memnuniyetsizliğin artmasına sebebiyet verecektir. Artan memnuniyetsizlik
öğrenci kaybını artıracak ve kurumu maddi çıkmazlara sürükleyebilecektir.
Müdür yardımcısı,
okulun eğitime bakan yüzüdür. Öğretmenlerin akademik ihtiyaçlarının
belirlenmesi ve pedagojik formasyon kazandırılması, öğrencilerden geri bildirim
(feedback) alınması, eğitim ve davranış olarak hedefe giden yolda olunup
olunmadığını kontrol süreklilik gerektirir.
Kayıt görevlisi,
okulun vitrinidir. Velilerin güler yüzle karşılanması ve belge işlerinin
eksiksiz ve zamanında yapılması okula karşı güvenlerini ve sempatilerini
artırır. Çıkan problemlere karşı görevlinin kontrolü bırakmadan serinkanlılıkla kontrolü,
oluşabilecek birçok komplikasyonu önler. Verilere zamanında ve eksiksiz
ulaşabilmek için kayıt sorumlusunun görevini eksiksiz yapması şarttır.
Dosyalama işlemi sadece öğrenci velilerin bilgilerine ulaşmak için değil,
devlet kontrolü esnasında müfettişlere ibraz etmek için de gereklidir. Doğru
tutulmayan kayıt okulun kapanmasına ve birçok kişinin işsiz kalmasına da sebep
olacaktır.
Müdür, yardımcısı
ve kayıt görevlisi her zaman strese ve ağır iş yüküne dayanıklı çalışanlar
olmalıdır. İşlerin doğru organizasyonu verimi artırır, iş kaybını azaltır ve
veli, öğrenci ve çalışanların kurumla alakalı memnuniyetlerini artırır. Uyum
içinde çalışan bireyler, takım ruhuyla riskleri en aza indirebilir ve enerjinin
birbirlerine direnç göstererek azalmasını engeller, az bir iş gücüyle birçok
işin kısa sürede tamamlanmasına olanak verir. Zor zamanlarda hızlı çözüm bulma
yeteneği (critical thinking),çalışanların sorumluluk alarak problemlere çözüm
bulma, inisiyatif alma becerisini geliştirir. Bir araya gelinerek alınan
kararları uygulamak, görüş ayrılıklarını en aza indirir. Kurallı davranışlar,
hatayı aza indirir. Okulun idaresinde alınan kararları kontrol müdüre aittir ve
bu göreve başkalarının müdahale etmesi kargaşaya sebebiyet verebilir.
Eğitim uzun
soluklu bir süreçtir. Öğrencilerin yaşlarına göre gerekli bilgi ve becerileri
kazanması bir günde olmaz. Dönemlik ve yıllık hedeflerin kontrolü sınavlarla ve
gözlemlerle yapılır. Sabırlı olmayan bir idare, bireylerin ileride psikolojik
rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Unutmamak gerekir ki civciv
bile 21 günde yumurtadan çıkmaktadır. Sabırlı olmak ve uzun süreli kontrol
temrin olarak çalışılmalı ve her zaman çalışanlara hatırlatılmalıdır.
Müdüre yardımcı
olan diğer idari kadroların işlerini zamanında yapması ve işlerini planlayarak
yapması gerekmektedir. Alım işlerinden sorumlu kişi, öğrencilerin aktivitesinde
gerekli malzemeleri zamanında almasa hem dersler aksar hem de şikayetler
gelmeye başlar. Memnuniyetsizlik artar. Küçük okullardaki küçük hadiseler
yıkıcı etkilere kısa sürede sebep olabilirler. İdarecileri
seçerken kişiliklerine dikkat etmek gerekir. Doğru kişiye doğru işi vermek
problemleri azaltır.
Genel olarak Poul
Costa’nın (1987) grupladığı 5 çeşit karakter vardır. Tabiki farklı
karakter sayısı dünyadaki insan sayısı kadardır. Her insan özeldir, psikolojisi
de aynıdır. Bu 5 sadece birbirine yakın karakterlerin isimlendirilmesidir.
Yeniliklere açık model (Openness to Experience) insanlar genellikle
sanatsaldır, duygusaldır,maceracı ruh taşır, sıradışı fikirleri vardır ve
aklına esenleri denemek isterler. Bu karakterdeki insanların zekadan kaynaklı
merakları, üretkenlikleri ve iş yapma kapasiteleri vardır. Genelde hayal
dünyası geniş ve bağımsız insanlardır. Farklı tip aktiviteleri sıkılmadan
tekrar edebilirler. İş hayatında genelde tercih edilmeyen tiplerdir.
Tertipli, organize modelde (Conscientiousness) insanlar kandilerini
kontrol edebilen, disiplinli, görev bilinci olan, kendine güvenen, düşünerek iş
yapan ve işlerini zamanında bitirebilenlerdir. Bu grubun motivastonu
inançlarından değerlerinden ve çevresinden gelmez, onların tabiricaizse
fıtratları bu şekildedir, sonradan kazanılmamıştır. Bu grup insanlar bir işe
başlamadan planlamalar yaparlar, işlerini akışına bırakmazlar. Sıkı çalışırlar
ve güvenilirdirler. Bu modeldeki insanlar ne kadar kurallarına sıkı kıya
bağlıysa o kadar akademik başarıları yüksektir.
Dışa dönük modeldeki (Extraversion) insanlar enerjiktirler, her zaman
pozitif duygulara sahiptirler, konuşkanlardır, kendilerine güvenirler,
sosyaldirler ve diğer çalışanlarla iletişim kurmaya çalışırlar. İçine kapanık
insanlar bireyselliğe önem verirken dışa dönükler gruplarla çalışmayı severler.
Dışa dönük ve yenilikçi gruplar çoğunlukla tehlikeli sporlara merak duyarlar.(Tok,2011).
Uyumlu modelde (Agreeableness) insanlar arkadaş canlısı ve
bağışlayıcıdırlar. Şüphecilikten ve egolarından uzak dururlar. Diğer insanlara yardımcı
olmaya çalışırlar. Uyumdan uzaklaştıkça otoriterlik zorbalık artar.
Enteresandır, Amerika’nın batı eyaletlerinde uyumluluk daha fazla ölçülmüştür.
Hassas sinirli modelde (Neuroticism) insanlar öfke, heyecan, depresyon
veya kimsesizlik gibi duyguları yaşamaya meyillidirler. Sinirli tipler çabucak
uyumsuzluk gösterirler, öfkelenir ve kontrolü kaybederler.Watson and Clark
(1984) a göre bu grup insanlar mutsuzdurlar ve üzgündürler. Sinir azaldıkça
sakinlik artar.
Bu karakter
grupları birbirine karışabilir, iyi analiz yapılması gerekir.
Üniversitelerin
verimli çalışması sistemlerinin kusursuzluğuyla doğru orantılıdır. Küçük
okullarda bireylerin yaptığı işleri, üniversitelerde gruplar yapar. Öğrenci
işlerinde çalışan onlarca kişi vardır. Muhasebe okulda bir kişiden sorulurken
burada bir department dolusu insan vardır. İş bölümü ve sistem, şahısların
bireysel özelliklerinin önüne geçer. İş yoğunluğu fazla olan insanlar işlerini
aksatmadan yapmak zorundadır. Okulların sorumluluğu sadece bir kuruma karşı
iken üniversiteler devletin birçok katmanına cevap vermek zorundadır.
Mezunlarının iş hayatlarında başarılı olması, üniversitelerin başarısıyla doğru
orantılıdır. Karakter ve altyapı olarak okullarda hazırlanan bireyler, iş
hayatına kazandırılmak için şekillendirilir ve başarılı bir öğretmen, mühendis
veya doktor olarak hayatın kademelerine yerleştirilir. İşlerini eksiksiz,
zamanında ve doğru yapan idarecilerin bulunduğu bir kurum, başarının anahtarıdır.
Saygılarımla.
McCare,R.R. &
Costa P.T. )1987). Validation of the five factor model of personality accross
ınstruments and observers. Journal of
Personalıty and Social Psychology, 52(1),81-90.
Tok, PhD, S. (2011). The Big Five personality traits and
risky sport participation. Social
Behavior and Personality: An international journal, 39, 1105-1112.
Watson, D., & Clark,
L. A. (1984). Negative Affectivity: The disposition to experience aversive
emotional states. Psychological
Bulletin, 96, 465-490.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder