Literatürde
yaratıcılık olarak geçen ve yazımızda üretkenlik olarak kullanacağımız
kabiliyet çeşidine günlük hayatta birçok örnek verebiliriz. Sanatın her
çeşidinde resimden müziğe insanların hayallerine beden giydirmesi, hayatın yapı
taşlarından içilebilecek suyun düşük maliyetle üretilebilmesi, sağlık
servislerinin düşük ücretlerle gerçekleşebilmesi için üretilen projeler, enerji
dönüşümüyle ücretsiz yaşanabilecek evler, hastalıkların tedavisi için
alternatif yöntemler, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının keşfi, insanların
mutlu ve iletişin içinde savaşmadan yaşamasını sağlayacak fikirler ve idealler,
jeopolitik sorunların savaşmadan çözümünü sağlayacak teklifler, hayat
kalitesinin yükseltilmesi aklımıza ilk gelen üretkenlik örnekleridir.
Yaklaşık 150
yıldır literatürde olan “yaratıcılık” kavramı önceleri Yunan bilim insanlarının
buluşları için kullanılmış, ikinci dünya savaşından sonra ise bilim ve sanat
alanındaki yenilikler için kullanılmıştır. Dini yönüyle “yaratıcılık” sadece
Yaratıcıya özgü olduğu için İslam literatüründe “üretkenlik” olarak
kullanılmıştır. Biz de yazımızda “üretkenlik” olarak kullanacağız.
Uzun yıllar
literatürde olmasına rağmen tanımı yapılmayan üretkenlik, Stein (1953)
tarafından “bir grubun ihtiyacını karşılayacak yeni ve gerekli bir iş” olarak
tanımlanmıştır. “Yeni” ve “gerekli” anahtar kelimeleri sonraki hemen hemen her
tanımda geçmiştir.
Plucker,
Beghetto, ve Dow (2004) literatürde geçen tanımları inceleyip ortak bir tanım
geliştirmek istemişler ve “Üretkenlik; kabiliyetleri, işlemleri ve çevreyi
kullanarak, bireyin veya grubun sosyal manada yeni ve gerekli bir ürün ortaya
koymasıdır” demişlerdir.
Üretkenlik demek planlı
olarak yeni ve gerekli bir ürün üretmektir.
Cümledeki koyu ve italik yazılmış kelimeler olmadan ortaya çıkan, üretken bir
işle elde edilen ürün değildir. Planlı yapılmayan, kazaen ortaya
çıkan işlerin yaratıcılıkla ilgisi yoktur. Kabiliyetlerin belli bir amaca
yönelik kullanılması şarttır yoksa bir maymunun daktiloyla yazdığı anlamsız
ifadelere bile üretkenlik isnat edilebilir. İşten anlayan kişilerin bu eseri
yeni ve orijinal olarak kabul etmesi gerekir. Üretilmiş olan her eser
diğer insanların anlayışına ve idrakine sunulmalı ve test edilmelidir. Hayal gücü,
fantezi ve tetikleyici düşüncelerle üretilenler mutlaka vücut bulmalı ve diğer
insanlar tarafından değerlendirilmelidir. Yeni olmalı yoksa sadece taklit, kopya veya
intihaldir. Gerekli olmalı ve bir problemi çözmeye matuf olmalıdır.
İnsanları sevindirmelidir. Yoksa sadece gereksiz ve aptalca bir çalışma olur
(Wessel, 2012).
Üretkenlik Modelleri:
Literatürdeki
neredeyse sayısız üretkenlik modellerinden üçü üretkenlik eğitiminde öne çıkmaktadır.
Birinci model
yıllarca referans olarak kullanılmış olan Rhodes’in(1961) 4P modelidir.
Üretkenliğin 4 fazını sembolize eden modelde üretkenlik çok boyutludur. İnsan
(people), işlem (process), ürün (product) ve çevre (press- çevre anlamında ve p
ile başlasın diye kullanılmış) fazları, kişiliğe, öğrenmeye, üretime ve
çevresel etkenlere göre farklılık arz eder.
İkinci model
Kaufman & Beghetto’nun(2009) 4C modelidir. Bu model üretkenliğin 4
aşamasını özetler. Büyük C (Big-C, Creativity), üst seviye üretkenliği temsil
eder yani Allah vergisi üretkenlik de diyebiliriz, İleri-C (Pro-C) profesyonel
üretkenliği temsil eder ve gayret ve çalışmayla Büyük-C seviyesine ulaşabilir. Küçük-C
(Little-C) günlük hayattaki üretkenliktir. Mini-C ise insanın iç dünyasında
farklı görüşler kazanması ve bunu iç eğitimi ve tecrübeye dönüştürebilmesidir.
Bahsedeceğimiz
üçüncü modelde ise üretkenliğin 5 basamağı vardır ve döngüseldir. Üretilen bir
fikir başka yeni fikirlere veya ürünlere kaynak olabilir. Mihaly
Csikszentmihalyi’nin (1997) modelini şema ile gösterecek olursak:
Kısaca dönemleri
özetlersek:
1-
Üretkenlik
konuyu ele almayla ve bu konu üzerine yoğunlaşmayla başlar. Üretkenlik öylesine
basit bir düşünceyle başlamaz. Fikirlerin kaynağını ve daha önce üretilenleri
gözden geçirmek gerekir.
2-
Kuluçka
döneminde farklı kaynaklardan bilgi toplanır ve düşünce kafada gelişmeye
başlar. Alakasız gibi görünen konularda bile araştırmalar yapılır.
3-
Kuluçka
döneminin bitişini ve tecrübe ve öngörüyle yeni bir düşüncenin veya ürünün
keşfini ifade eder. Bu dönemde probleme bir çözüm bulunmuştur.
4-
Üretilen
çözüm bu evrede teste tabi tutulur. İlk planda çözüm gibi görünen düşünce
gerçek hayat değerleriyle test edilince yetersiz kalabilir.
5-
Normlara
uyan düşüncenin yani çözümün artık detayları üzerinde çalışılabilir. Bu evrede
fikir kusursuzlaştırılmaya çalışılır ve yepyeni, taklit olmayan bir ürün ortaya
çıkar.
Üretkenliği Artırmada 6 Prensip
1-
Fikir üretimini ve değerlendirmeyi
birbirinden ayırın. Bir
problemin çözümünde konularla hem ilgili hem de ilgisiz düşünceleri
kullanabilirsiniz. Ama yeni fikir üretiminde ilgisiz veya bağımsız düşünmeniz
lazım. Akla ne kadar yeni fikir gelirse üreticilikte o kadar çok başarılı olursunuz.
Sonra aradan en uygun ve güzel olanı seçersiniz. Problem çözmek için akla gelen
çözümü test etmeniz lazım ki problem çözülebilsin ama üretkenliği geliştirmek
için yeni fikirleri test etmemek, değerlendirmeden kaçınmak lazım. Yeni fikri
kritik, cesareti kırar.
2-
Varsayımları test edin. Çoğu zaman nasıl düşünüyorsak o şekilde
görürüz. Gördüklerimiz algılarımıza göredir. Aynı resme bakan iki kişi farklı
iki resmi görebilir.
Yandaki resimde
bazı kişilere göre yaşlı, bazılarına göre ise genç bir bayan vardır. Güle bakan
bir kişi mutluluk hissetmesine rağmen başka bir kişi bakıp üzülebilir çünkü kaybettiği
bir sevdiğini hatırlatabilir. Bizim uyaranlarımızla başkasının uyaranları
farklıdır. Farklı uyarılara açık olmalıyız ve farklı insanlar gibi düşünmeye çalışmalıyız.
Ne kadar farklılık o kadar yeni fikir.
Problem çözmek
istiyorsak bu varsayımları test etmeyi bilmemiz gerekir. Karşı tarafın
algısını, gizli anlamları ve amaçları algılamamız şarttır. Bazen bir problemin
birden fazla çözümü olabilir. En güzel çözümü seçebilmemiz gerekir. Doğru
çözümü seçmek için mutlaka farklı sorular sorabilmemiz, konuya farklı yönlerden
yaklaşabilmemiz gerekir.
3-
Aynı tarzda düşünmekten kaçının. Ne demek istediğimizi anlatmak için iki
egzersiz yapalım. Önce kollarınızı kapatın ve ellerinizi dirsekleriniziz
üzerine koyun. Sağ kolunuzu veya sol kolunuzu üste koymak sizin fıtri
davranışınız. Şimdi üstteki kolunuz alta gelecek şekilde kollarınızı kapatın. İşte
bu farklı tarz düşünmedir ve zorlanacaksınız ve size ters gelecek. İkinci
örnekte iki elinizi parmaklar iç içe geçecek şekilde birleştirin. Üstte sağ
veya sol elinizin başparmağı olacaktır. Şimdi diğer parmağınız üste gelecek
şekilde kilitleyin. Zorlanacaksınız ve size doğal gelmeyecek.
Alışılmış, rutin düşünce sisteminizin dışına çıkın.
4-
Yeni yaklaşımlar geliştirin. Yeni bir ürün elde etmek için yeni bir
perspektiften bakmak gerekir. Arşimet’in yer çekimini bulması onun farklı bir
bakış açısıyla bakmasının neticesidir. Bazen insanlar ağaçlardan ormanı
göremeyebilir! Dar bir bakış açısından geniş bir anlayış çıkmaz. Detaylara
boğulan insanlar bazen gerçek resmi göremeyebilir.
5-
Olumsuz düşünceyi en aza indirin. İnsan tabiatı gereği genç yaşlarda analiz
ve kritik yeteneklerini geliştirir. Büyüyünce de başkalarının özellikle
gençlerin fikirlerini beğenmez. Okulda bile önce eleştirir sonra düşünürüz.
Kalıp cümlelerimiz vardır. Örneğin:
·
Bizim
problemimiz başka
·
Bunu daha
önce denedik
·
Çok fazla
zamanımız yok
·
Yeterli
yardımımız yok
·
Bizim
sistemimiz yeterli değil
·
Biz her
zaman böyle yaparız
·
Bu uygulanamaz
·
Bizim
yöntem uzun zaman önce test edildi
·
Bu
pratik değil
·
Bu
gelecekte olabilir
·
Bu
geçmişte kaldı
·
Buna
hazır değiliz daha
·
Daha önce
çok denedik
·
Bunu
eski çalışanlara öğretemeyiz.
·
Bu iş
çok maliyetli
·
Kendi
giderini karşılayamaz
·
Çok
para harcamak lazım ve kazandıracağı kesin değil
·
Bu çok
radikal
·
Aşağı
yukarı bizim yaptığımızla aynı
·
Kağıt
üstünde güzel ama pratikte çalışmaz.
·
Standartlara
uygun değil
·
İdare
sevmez bunu
·
Benim
sorumluluğum dışında
·
Kurallara
aykırı
·
Çalışan
sistemi bozmayalım
Daha birçok örnek verebiliriz.
Yeni düşüncelere dengeli yaklaşmamız gerekir. Her yeni düşünce yeni bir
maden gibidir, işlenmesi gerekir. Yeni bir fikirle karşılaşınca kritik yerine ‘Burada
orijinal olan düşünce nedir?’ diye kendimize sormalıyız. Yeni bir fikirle gelen
kişiden bu fikrin orijinal kısımlarını dinlemeliyiz.
6-
İhtiyatlı şekilde risk alın. “Başarısızlık yeniden başlamak için bir fırsattır” diyor Henry Ford. Üretken
düşünce belli bir miktar risk almadan oluşmaz. Bütün riskler aynı derecede
tehlikeli değildir. Fikir üretip yanılma, ürün imal edip satma ve finansal
kayıplarda bulunma kadar zararlı değildir. Beğenmediğiniz fikirler yerine yeni
fikirler ortaya konulabilir.
Okullarda yapılabilecek 7 farklı gruptaki yaklaşık 15 aktiviteyi bir sonraki yazımızda paylaşacağız.
Okullarda yapılabilecek 7 farklı gruptaki yaklaşık 15 aktiviteyi bir sonraki yazımızda paylaşacağız.
Csikszentmihalyi,
M. (1997). Creativity. New York: Harper Collins.
Kaufman, J. C.,
& Beghetto, R. A. (2009). Beyond big and little: The four C model of
creativity. Review of general psychology, 13(1), 1.
Plucker, J. A.,
Beghetto, R. A., & Dow, G. T. (2004). Why isn't creativity more important
to educational psychologists? Potentials, pitfalls, and future directions in
creativity research. Educational psychologist, 39(2), 83-96.
Rhodes, M.
(1961). An analysis of creativity. The Phi Delta Kappan, 42(7), 305-310.
Stein, M. I.
(1953). Creativity and culture. The journal of psychology, 36(2), 311-322.
Wessel, D.
(2012). Organizing Creativity (2nd ed.). Createspace.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder